Türk arkeolog Jale İnan, Danimarka’daki 1979 sergisini görmüş ve baş ile gövdenin uyumlu olduğu sonucuna varmıştır. Daha sonra kanıt olarak o sergiden heykelin kafası takılı bir fotoğrafını yayınladı. Başın takılma şeklinin yanlış göründüğünü kabul etti, ancak bunu, diğer şeylerin yanı sıra, başın amaçlandığı gibi kısmen profilden ziyade öne bakacak şekilde yönlendirilmiş olması gerçeğiyle ilgili bir sapma olarak tanımladı.
1993 tarihli bir makalesinde, bozulmamış heykelin, bölge Türkiye’nin uzak bir parçasıyken, Türkiye’nin güneybatısındaki bir arkeolojik alan olan Bubon’da imparatorluk kültü için bir türbe olarak kurulan bir grup bronzun parçası olduğunu yazdı. Roma imparatorluğu.
Yerel çiftçilerin kendisine bronzları 1960’larda bulduklarını ve pazara getirdiklerini kabul ettiklerini, bunun da Türkiye’nin kültür varlıkları yasasını ihlal ettiğini söyledi. Met’ten gövdeye el koyan Manhattan bölge savcılığının Eski Eser Ticareti Birimi’nden müfettişler, yağmayı doğrulayan Türkiye’deki yerel çiftçilerle de görüştüklerini söylediler. 2011 yılında Met’e ödünç veren gövdenin sahibi, iade için mücadele etmedi.
Sahip olduğu 12 yıl boyunca Met, gövdenin Severus’a ait olduğu teorisini asla kabul etmedi. Müze, figürü basitçe “Çıplak bir erkek figürünün bronz heykeli” olarak adlandırdı ve bir duvar etiketinde “bir tanrıyı, bir kahramanı, Helenistik bir hükümdarı veya bir Roma imparatorunu tasvir edebileceğini” söyledi.
Met, yaptığı açıklamada daha da ileri giderek, yıllar önce Danimarkalı başın eşleşmediğini söyleyen bir bronz bilginle temasa geçtiğini ve Kopenhag’daki müze yetkililerinin de şüpheleri olduğunu iddia etti.
Danimarka müzesi ve bir Danimarka hükümeti web sitesi, Glyptotek’in kafasını artık Türkiye’de bulunan gövdesine bağlayan bilgileri çevrimiçi olarak yayınlamaya devam ediyor. Koleksiyon başkanı Frederiksen, müzenin incelemesi tamamlandığında bilgilerin güncelleneceğini ancak bu noktada bu kanıtların artık ikna edici görülmediğini söyledi.